Bazı milliyetçi Almanlar, Federal Almanya’yı, Amerika tarafından kurulmuş bir şirket olarak görür.Mamafih bu alaylı ifade Almanya’da bugünsuçteşkil eder...
Almanların son bir asrı kana boyayansaldırganlığınereden geliyor? Ezilmişlik psikolojisi olamaz. Almanya, nüfus, toprak, sanayi, sanat gibi cihetlerden,“Avrupa’yı Avrupa yapan benim”diyordu. Bu idealin verdiği güçle II. Harb’de girdiği yeri aldı. Sonra bu işinkolayolacağını düşündü.
II. Cihan Harbi, intikam içindi. Haksızlığa uğramışlık psikolojisiyle, kaybettiklerini geri almayı istiyorlardı. Fakat I. Cihan Harbi’ni, sömürge hayalindeki Alman hükûmeti istedi; yaniaskerler... Devlet/kanun ne derse, Almanlar kabul eder. Düzene karşı gelmek diye bir mefhum yoktur. Bugün dahi böyledir.
Diz çök ey Almanya!
Yenilen pehlivan güreşe doymaz ama, Almanya, başta büyük muvaffakiyetler elde ettiği II. Cihan Harbi’ni dehezimetlebitirdi. Bu, birincisinden daha büyük felâketti. ÜstelikJenositgibi asrın suçunu işledi. 3 milyonu sivil olmak üzere 9 milyon Alman harbde öldü. 12 milyon insansürgüneuğradı. Doğudaki topraklarını kaybetti.Yeni harb teknolojisiyüzünden şehirleri, fabrikaları yerle bir oldu.
Müttefikler, Almanya’ya diz çöktürdüler.Yeni dünya düzeninde (BM), Almanya’ya söz hakkı tanınmadı. Ama az bir zaman sonra Almanya yine dünyanınen büyük birkaçdevletinden biri hâline geldi. Bugün biledünya ekonomisi ve politikasınınnâzım rollerinden birini elinde tutmaktadır. Bu iş nasıl olmuştur?
72 saat mesai
Almanlardisiplin ve çalışkanlığıile meşhurdur. Almanya’nın nasıl kalkındığını merak edenlerin aklına hemen Hazine Bakanı ProfesörLudwig Erhardgelir. Kurduğu“Sosyal piyasa ekonomisi”sistemiyle Almanya’nın çehresini değiştirmiştir. Kontrollü liberal ekonomi [klasik devirde Osmanlı’da olduğu gibi],cemiyetin zararınaolabilecek unsurların,devlet eliylegiderilmesi esasına dayanır. Bu usul,bugünbile Almanya’da caridir.
Şu da var ki,o devirdeAlmanya’da tramvay vatmanından belediye reisine; işçilerden fabrika müdürlerine; köylülerden muhtarlara; tezgâhtarlardan patronlara; memurlardan amirlerine kadar herkes haftada72 saatçalışmış; öte yandan çok sıkıntı çekmek pahasına sıkı birtasarruf politikasıtakip etmiştir.
Fatura
Harbin hemen ardından Almanyamüttefiklerin kontrolünegirdi. Almanlar, II. Cihan Harbi’nin mesuliyetiniçılgın HitlerveNazilereyükleyip, [Sultan Vahîdeddin’in yapmaya çalıştığı gibi] mazisiyle hesaplaşmayı bildiler. Naziler mahkemeye çıkarılıp harbin mesulleri cezalandırıldı. [1919’daki İstanbul Divan-ı Harbi gibi]. Bu da, galiplerin kendilerine daha mülâyim davranmasına sebep oldu.
Almanya, Sovyetlerden çekinenAmerikaiçin hâlâ mühim bir güçtü. Fazla hırpalamak, komünistleri güçlendirmek başka şeye yaramazdı. Sovyetlere karşı, Almanya bir kalkan idi. Reelpolitik icabı, faturayı Nazilere kesip,Alman halkınırahat bırakmalıydı. Öyle de yapıldı. [Gerçi Fransızlar, İngilizler ve Hollandalıların çoğu bugün bile Almanlardan hazzetmez.]
Almanya bölündü. Doğusu, Sovyetlerinişgalindekaldı. Böylece Almanya kendisiniSoğuk Savaş’ın içinde buldu. Bu sebepleNATO’nun kucağına atıldı. Ardından şimdiki AB’nin temelini teşkil edenAvrupa Ekonomik Topluluğu’nun kurucularından biri oldu. Demokrasiyesıkıcasarıldı. Bir yandan eski düşmanıFransa’ya; öte yandan okyanus ötesindeki hasmıABD’ye tutundu.
Ordusuzluk
Almanya, büyük harbden bir başka ders daha çıkardı:Harb aleyhtarlığı. İki Almanya, 45 sene sonra tekrarbarışçıyollarla birleşti.Bugün Almanya’dasembolik bir orduvardır. Mecburî askerlik 2011’de kaldırılmış; yerini gönüllü ve profesyonel ordu almıştır.
Yine desilahlanmasıveNATO’ya girmesi şüpheyle karşılanmıştır. GerekYugoslavyadağılırken perde arkasında oynadığı rol; gerek Afganistan’da, Kosova’da müttefiklerin yanındaaskerîgüçle yer alışı; gerekseenerji kaynaklarınıelinde tutma ihtirası uğrunaOrta Doğu’da yürüttüğü politika, bazı itirazlarla karşılanmaktadır.
II. Cihan Harbi’nden sonra mahvolanAlmanya ve Japonya, [Sevr’de olduğu gibi] ordudan arındırıldı. Ordusuzluk,bütçe gelirlerivedemokrasinin muhafazasıcihetinden bir ülke için şanstır. Müdafaasını müttefiklerinüstlendiğiiki ülke de kaynaklarını, askerî masraflara ve müdafaaya değil,amme hizmetlerinetahsis etme imkânı buldu. Bu iki devletin tekrarşahlanışınınsebebi budur. Felâket gibi görülen sulh anlaşması, Almanya’nınyeniden doğuşunutemin etti.
Devlet mi, şirket mi?
Yıkılan Avrupa’nınyeniden inşasıiçin Amerika’nın elinicebine attığıMarshall Planı, Almanya’yı ayağa kaldıran en mühim âmil olmuştur. Evet, bu yardımıdiğer ülkelerdahafazlaaldı. Ama sanayi tecrübesi ve iş verimliliği sebebiyleAlmanyabundanazamiistifade etti.
Fabrikalar devlet eliyleihyaedildi.Kruppgibi eski büyük fabrikatörler, savaş suçlusu olarak görülmedi veya hafif cezalarla kurtuldu. Kalkınmanınbel kemiği,hep Alman teknolojisine dayanansanayioldu. Maden ocakları, fabrikalarınenerjitemin işini kolaylaştırdı. Alman kömürü, Avustralya kömürü gibi değildir;kalitesiyüksektir.
II. Cihan Harbi’nden sonrasilah sanayiitahdid edildi. Ama ağır çelik, kömür, otomotiv sanayi kuvvetlendi. Yani silah sanayii,renkdeğiştirdi. Artık otomotiv başta olmak üzere yeni sınaî mamuller sayesinde, Almanya, dünyayıtehdidedebilen bir güç oldu.
Almanya ekonomisi içinen mühimunsur, milletlerarası çalışan küçük ve orta büyüklüktekifirmalardır. Umumiyetle bir aile tarafından idare olunan bu firmalar/şirketler,spesifik sektörlerdeçok ileridedir. Amerika, yatırımları ve askerî gücü ile Almanya’yıkendi sistemindetutmaya muvaffak olmuştur. Almanya’da hâlen en büyükAmerikan askerî üslerinden biribulunmaktadır.
Bu sebepleNeo-Naziler, hattaılımlı milliyetçiler, Federal Almanya’yı, Amerika tarafından kurulmuş birşirketolarak görürler. Mamafih bu alaylı ifade Almanya’da bugünsuçteşkil eder.